Kitap
[Türk Devrimi'nin] Tiyatro ve Opera Komitesi Raporu
Yayına Hazırlayan: Yavuz Daloğlu
OpusKitap, 2013
Bu tarihi rapor yıllarca tozlu raflarda tutulmuş, o zamandan beri yetişen tiyatrocu ve operacıların büyük çoğunluğunun bilgisi dışında kalmıştır.
Kalkınmakta olan bir milletin tiyatro, opera ve bale gibi sahne sanatlarında hızla gelişmesi Atatürk’ün ve arkadaşlarının temel hedefiydi. Cumhuriyeti kuran zihnin, devrin bilim insanlarından yararlanarak attığı ve atılması gereken devrimci adımları bilimsel ölçülerde planladığı gerçeğini görmek günümüze ibretle bakmamızı sağlıyor.
Değerli sanatçı ve bilim adamı dostum Yavuz Daloğlu’nun bu anlamlı inisiyatifi, karanlıkta bırakılan “Cumhuriyet’in sanattaki devrimci adımları”nı gün ışığına kavuşturmakta, geleceğin demokratik Türkiye’sinin inşasına önemli katkı sunmaktadır.
Selman Ada
Zaman içinde zaman
(Türk Kültür Tarihinden Yapraklar)
Özdemir Nutku - Yayına Hazırlayan: Yavuz Daloğlu
OpusKitap, 2014
Eski uygarlıkların beşiği Anadolu’ya binlerce yıl öncesinden başlayarak dalga dalga gelen Türkler, bu yarımadada bulunan kadim halklar ile harmanlanarak önce Selçuklu, sonra da Osmanlı İmparatorluğu ile çok kültürlü ve renkli bir uygarlığa damgalarını vurmuşlardır. Aile yaşamından toplum yaşamına, yerel örgütlenmelerden devlet örgütlenmelerine kadar uzun yılların deneyimini taşıyan örnek bir kültür geliştirmişlerdir. Bu kitapta üzerinde durulan değişik konular bu büyük kültürün bir damlası bile olamayacak kadar küçüktür.
Özdemir Nutku
Şişman Kadın Ölmez, Opera Bitmez
Murat Tuncay - Yayına Hazırlayan: Yavuz Daloğlu
OpusKitap, 2014
Sahne sanatlarının hemen hepsi ilk bakışta aynı paydayı bölüşmesine karşın tiyatro ile operanın arası hep açıktır; en azından tiyatroya gönül verenlerin neredeyse tamamına yakını operayı küçümser. Öyle ki, daha konservatuvarda başlar bu; gerekçe de hiç değişmez: en başarılı opera sanatçıları bile oyunculuk söz konusu olduğunda kırık not alır. Türkiye'de bu yaygın kanının akademisyenleri bile etkilemiş olması kimseyi şaşırtmaz.
Murat Tuncay bu kısır döngüyü aşan ender aydınlarımızdan biridir. Bu bağlamda son otuz yıl boyunca opera, daha doğrusu müzikli tiyatro konusunda yazdığı eleştirel denemeler İzmir Devlet Opera ve Balesi'nin gizli seyir defterini çağrıştırır. Tuncay'ın akademik kariyerinde tiyatro kuramı ön planda yer almasına karşın, operaya duyduğu ilgi sıkı bir müziksever olmasından kaynaklanır esasen. Söz konusu yazıları okuma fırsatı bulan herkes çok iyi bilir: Tuncay'da tutkuya dönüşen müzik sevgisi, giderek bu alandaki izlenimlerini herkesin ciddiye alması gereken bir düzeye taşımıştır.
Yer yer şakacı bir üslûpla yazıyor olmasına gelince kimse şaşırmasın: Bu, kaleme aldığı konuda yeterince donanımlı olan bir kişinin bilinçli muzipliğidir aslında.
Mehmet Ergüven
Hayatım ve Hatıralarımda Atatürk
Nazım Canca - Yayına Hazırlayan: Damla Asena Daloğlu
OpusKitap, 2015
Büyük Atatürk’ün son üç yılını, Rusça mütercimi, kütüphane memuru ve yakın koruması Nazım Canca’nın kaleminden büyük bir keyifle okudum ve duygulandım. “Hayatım ve Hatıralarımda Atatürk”, bir solukta okunabilecek çok özel bir kitaptır. Benim için bu kitabı daha da değerli kılan, Nazım Canca’dan ve hatıratından kitabın yayın aşamasında sevgili öğrencim Damla Asena Daloğlu sayesinde haberdar olmam ve de Damla Asena’nın, Canca’nın el yazmalarını yayına hazırlamış olmasıdır. Onun bu sabırlı ve titiz çalışmasıyla Atatürk’ün hayatıyla ilgili şimdiye dek bilinmeyen çok özel hatıralara ulaşılıyor, Nazım Canca’nın yazdıkları geleceğe miras kalıyor.
Prof. Dr. Rıdvan Akın
Galatasaray Üniversitesi
Leblebici Horhor Ağa Operetinin 140 Yıllık Serüveni
Efdal Sevinçli - Yayına Hazırlayan: Yavuz Daloğlu
OpusKitap, 2016
(…) bizde musiki inkılâbı yönünden fransızcadan tercüme edilenlerden çok daha ziyade ehemmiyeti haiz üç eser vardı. Bunlar Çuhacıyan’ın “Arifin Hilesi”, “Köse Kâhya” ve “Leblebici Horhor” adlı eserleri idi. Bunlara aid defterler tamamile elde edilebilmiş miydi, burası şüpheli... Zaten o zamandan sonra da büsbütün unutulmuş olan ilk ikisinden başka, üçüncüsü, meşhur “Leblebici Horhor” türlü türlü maceralardan geçerek, her adımda yapraklarından bir kaçını rüzgârlara vererek bugün öyle dağınık ve bozuk bir halde şu zamana kadar gelebilmiştir ki bugünün şeklile ilk şekli arasında pek büyük bir değişiklik olmuştur. (...)
H. Ziya Uşaklıgil, “Musiki İşi - 8”, Cumhuriyet, 31 Ocak 1935, s. 3.
Folklor Dersleri - Türkiye'de Musiki Folkloru
Halil Bedi Yönetken - Yayına Hazırlayan: Yavuz Daloğlu
OpusKitap, 2017
Halil Bedi Yönetken (1899-1968), en genel çerçevesiyle, musiki eğitimi, musiki folkloru ve musiki tarihi konularında araştırmalar yapmış; daha cumhuriyetin ilk yıllarından başlayarak Türkiye’nin musiki yaşamının kalkınması ve derlenmesi için var gücüyle çalışmış öncü bir bilim ve sanat insanı ve de katıksız bir “Cumhuriyet Öğretmeni”dir.
Yönetken’in makaleleri ve incelemeleri, yaşamı süresiyle sonrasında değişik dergilerde ve gazetelerde yayınlanmıştır. Ancak içlerinde musiki folkloru konusunda yazdıkları çok özel ve ayrı bir değer taşır. Çünkü Yönetken, daha genç yaşlarından başlayarak musiki folkloruna çok ayrıcalıklı bir ilgi göstermiş, yaşamının bir döneminden başlayarak ve doğrudan derlemeci, araştırmacı olarak da Türkiye yerel musikilerinin pek çoğunu yok olmaktan kurtarmış ve incelemiştir.
Yönetken, “Folklor Ders Notları”nı 1959-1964 yılları arasında Istanbul Belediye Konservatuvarı’nda okuttuğu “Folklor” dersi için hazırlamıştır. Yazılışlarından neredeyse altmış yıl sonra meslektaşı Dr. Yavuz Daloğlu’nca Folklor Dersleri - Türkiye’de Musiki Folkloru başlığıyla kitaba dönüştürülen bu notlar, tarihsel değerinin yanı sıra, genelde Folklor, özelde de Musiki Folkloru konusunda artık bir başvuru kaynağıdır.